Değerli okurlar, uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz. Covid-19’un neden olduğu sıkıntılı süreci atlatabilmiş olmanızı ümit ediyorum.Halk arasında boşanma hakkında çokça bilgi kirliliği olduğunu gözlemliyorum bazıları eksik bazıları ise tamamen yanlış.Onlardan birkaçına beraber göz atalım. Bu yazının konusu ” Boşanma Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar” olacak.Faydalı olmasını diliyorum.
1. Davayı önce açan haksız duruma düşer. (Yanlış)
Davanın türünün ne olduğu yani çekişmeli mi yoksa anlaşmalı mı olduğu fark etmeksizin davayı önce kimin açtığının tarafların haklılığı bakımından önemi yoktur. Önemli olan dava sebebini ispat edebilmektir. Sanılanın aksine davayı açan kişi nafaka ya da tazminat haklarından vazgeçmiş sayılmaz. Ancak davayı kimin açtığı davanın hangi şehirdeki mahkeme tarafından görüleceğini belirleyebilir. Örnek vermek gerekirse eşler evliyken İzmir’de oturmuş ayrıldıktan sonra biri Balıkesir’e biri Tekirdağ’a taşınmıştır. Davayı Tekirdağ’a taşınmış olan eş açmışsa dava Tekirdağ’da görülür ancak Balıkesir’e taşınmış olan eş önce davranmış olsaydı o ilde görülmesi gerekirdi.
2. Her zaman erkek nafaka öder. (Yanlış)
Türk Medeni Kanunu’na göre nafaka, boşanma durumunda yoksulluğa düşecek olan tarafa ödenir. Görüldüğü gibi burada ne nafaka yükümlüsü ne de nafaka alacaklısı için kadın ya da erkek ifadeleri yer almamaktadır. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan taraf erkek ise ona da nafaka bağlanması söz konusu olabilir.
3. Telefon konuşmalarının içeriğini mahkeme bulabilir. (Yanlış)
Mahkemeler kişiler arası meselelerden kaynaklanan davalarda tarafların talebi olmadıkça kendiliğinden araştırma yapmazlar. Ayrıca konuşma içeriklerini geriye dönük olarak tespit edebilecek bir teknolojik imkan da bulunmamaktadır.
4. İki taraf da boşanmak istiyorsa tek celsede boşanırlar. (Yanlış)
Bu varsayım anlaşmalı boşanma kurumunun eksik bilinmesinden kaynaklanmaktadır.
İki tarafın da sadece boşanmak isteğinde hemfikir olmaları boşanmaları için yeterli olamaz. Bunun yanında boşanmanın tüm sonuçları hakkında da ortak kararlarının olması gerekir. Bunlar çocukların velayetlerinin kimde kalacağı, evlilik birliği içinde edinilmiş malların nasıl paylaşılacağı vs. hususlardır. Ayrıca dava bir çekişmeli boşanma davası ise hakim boşanma yerine ayrılık kararı da verebilir.
5.Çocukların velayeti her zaman anneye verilir. (Yanlış)
Çocuğun velayeti konusunda “Çocuğun üstün yararı” ilkesi geçerlidir. Çocuğun velayetinin hangi ebeveynde olması çocuk için en faydalı durumu yaratacaksa velayeti o ebeveyne bırakılır. Buna göre çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa velayeti babasına da verilebilir. Taraflardan birinin diğerine göre kazanç üstünlüğünün olması da velayetin kendisine bırakılması için yeterli olmaz. Örneğin çocuğun üstün yararı gereği velayetin anneye verilmesi uygun olacaksa ancak annenin geliri yok veya yetersizse babanın anneye nafaka ödemesi sağlanarak bu durum dengelenebilir.