ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı ve ÇOMÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, beklenen Marmara depremiyle ilgili, “Belirli gerilmeler var. Bunun zamanını tabii bilemiyoruz ama şimdiye kadar bizim bütün hazırlıkları bitirmiş olmamız gerekiyordu. Artık depremimizi bekliyoruz. Bir şekilde bu depreme bir misafir gözüyle bakmıyoruz ama deprem kapımızı bir kere çalacak. Umarım iyi karşılarız” dedi.
Edirne’nin Keşan ilçesinde kaymakamlık, belediye, Trakya Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle ‘Keşan 1’inci Deprem Çalıştayı’ düzenlendi. Keşan Belediyesi Selim Sesler Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştaya, Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, daire amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar, akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.
ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı ve ÇOMÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gerek bölgede, gerekse bölgenin etkilediği veya tüm fayların etkileyeceği bölgelerin deprem programlarının yoğun bir şekilde başladığını söyledi. “Başta belediyeler, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere programlar yapılıyor” diyen Prof. Dr. Bekler, şunları söyledi:
“Keşan Belediyesi’nin ilk defa yaptığı bu organizasyon çok değerli. Marmara Denizi’ne kıyısı olan kentler, özellikle de Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisindeki uzantılarının üretebileceği depremlerden oldukça fazla etkilenecektir. Dolayısıyla şehirlerimizin, kentlerimizin durumu nedir, deprem yoğunluğu son 100 yıl içerisinde artış gösteriyor mu, faylarımızın durumu nedir, bunların tanımlamalarını yapıyoruz. Hangi büyüklükte depremlerle karşılaşmışız, gelecekteki muhtemel depremlerin nerelerde olacağı, özellikle de 1912 depremini oluşturan faydan ve 1912 depremini ele alacağız. Gelecekte benzer büyüklükte depremlerin bu bölgeyi ne kadar etkileme ihtimali var, onlardan bahsedeceğiz. Kentleşmenin öneminden bahsedeceğiz. Sadece zeminden değil, sadece depremden, faydan değil özellikle de bunlara yakın olan yerleşim alanlarının, bunların zararlarını minimize edebilmek açısından nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Daha doğrusu kamu kurum ve kuruluşları, yerel belediyeler, vatandaşlar yani bu organizasyonun içerisinde tüm bunlar konuşulacak. Afet öncesi, afet anı, afet sonrası ve ağırlıklı olarak deprem ele alınacak.”
‘BENZERİ DEPREMLERİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE GÖRECEĞİZ’
Deprem konusunun hafızalarda canlı tutulmak zorunda olunduğunu ifade eden Prof. Dr. Bekler, “Deprem olsun veya olmasın bu tür organizasyonları umarım hep canlı tutarız. Canlı tutmak zorundayız çünkü bizim deprem hafızamız zayıf. Bu hafızayı devamlı ayakta tutacak da bir depremin olması değil. Oturup bir depremi beklemek bizlere de vatandaşlara da kurumlara da ters olmaması gerekiyor. Hazırlıkların şu ana kadar yapılmış olması gerekiyor. En azından ne durumdayız, onu görmek açısından bu tip organizasyonları ben çok önemli buluyorum. Bugün de malum Erdek’te 4.2 büyüklüğünde bir deprem oldu. Yine oradaki tarihi faylardan birinin ürettiği depremlerden bir tanesiydi. Benzeri depremleri önümüzdeki dönemlerde göreceğiz. Fayların aktif olarak çalıştığını gösteriyor. Bu bir insanın kalbinin atmasına benziyor. Ona atma diyemiyorsunuz, faya da çalışma diyemiyorsunuz. Her sistem, kendi yakın çevresindeki sisteminin üzerinde bir gerilme oluşturur. 99 depreminde bunu gördük, 6 Şubat depremlerinde bunu gördük” dedi.
‘DEPREM KAPIMIZI BİR KERE ÇALACAK’
Prof. Dr. Tolga Bekler, Kahramanmaraş merkezli depremlerin bölgedeki farklı fayların da statik dengesini bozmuş durumda olduğunu kaydederek, “Genel itibarıyla Anadolu’nun genel bir tektonizmasını, o durağan tektonizmasını ya da standart çalışan bir tektonizmayı bozdu. Zaman açısından bir şey söylememiz mümkün değil ama bu fayların ne kadar hızlı, ne kadar aktif, ne kadar düzensiz çalıştığının da göstergesi bu. Keşan başta olmak üzere, Tekirdağ olsun, Marmara kıyıları olsun, Kuzey Anadolu Fayı’nın farklı geometrik segmentlerine oldukça yakın. Belirli gerilmeler var. Bunun zamanını tabii bilemiyoruz ama şimdiye kadar bizim bütün hazırlıkları bitirmiş olmamız gerekiyordu. Artık depremimizi bekliyoruz. Bir şekilde bu depreme bir misafir gözüyle bakmıyoruz ama deprem kapımızı bir kere çalacak. Umarım iyi karşılarız” dedi.