Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından 17 Ağustos depreminin yıl dönümü nedeniyle Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası'nda Deprem ve Afetlere Hazırlık Paneli düzenlendi. Panele Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Doğan Kalafat ile davetliler katıldı.
TSUNAMİ BEKLENTİSİ DE VAR
Panel öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, kıyı bölgeleri tehdit eden bir tsunaminin olduğunu belirterek, “Marmara Denizi'ndeki depremlerin yaratacağı tsunami kıyılar için çok önemli bir konu. Bu konuda yapılmış çalışmalar var. Son İstanbul için yapılan tsunami çalışmalarında 4 ile 6 metre arasında İstanbul sahillerde tsunami bekleniyor, büyük bir deprem sonucu. Elimizde Marmara Bölgesi’yle ilgili son 2 bin yılının deprem tarihi var. Bu konuda çalışan birçok jeoloji mühendisi meslektaşımız var. Marmara Denizi'nde daha önce olmuş büyük depremlerin yarattığı tsunamiler oldu. En son Bodrum'da biliyorsunuz 6.6 büyüklüğündeki deprem denizde 1.9 metre tsunami yarattı. Dolayısıyla Marmara Denizi'ndeki depremlerin yaratacağı tsunami kıyılar için çok önemli bir konu” dedi.
HALKIN BU DEPREMLERE HAZIR OLMASI GEREKİYOR
Türkiye'nin deprem bölgesi olmasıyla birlikte halkın da bu depremlere hazırlıklı olması gerektiğini ifade eden Eyidoğan, “Şimdi Türkiye'de deprem bölgesi haritasına baktığımız zaman kırmızı bölgeler her zaman büyük depremler olabileceğine dair bir işarettir. Bu resmi bir haritadır. Devletin yaptırdığı kırmızı bölgeler haritası her zaman burada yaşan halkın yöneticilerin büyük depreme hazır olması gerektiğini söylüyor. Ama biz depremin yerini zamanını ve tam olarak büyüklüğünü kesin olarak söyleyemiyoruz. Ancak bunun ihtimalini söylüyoruz. Yani Türkiye deprem bölgeleri haritasına baktığımız da gördüğümüz kırmızı bölgeler diyor ki: ‘Burada yaşıyorsanız depreme hazır olacaksınız.’ Nedir bunlar? Kuzey Anadolu fayının çevresindeki bölgeler, Doğu Anadolu Bölgesi'nin çevresindeki bölgeler, Marmara'nın hemen hemen tümü ve Ege Bölgesi'nin batı tarafı, özellikle kıyılara yakın bölgeler. Bunlar birinci derece deprem bölgeleri. Dolayısıyla bu bölgelerde yaşayanlar her zaman büyük depreme hazırlıklı olmak durumunda. Bunun artık tartışılmasına da gerek yok. Biz depreme hazır mıyız? Gelecekte büyük depremlere hazır mıyız? Büyükşehirlerde depremlere hazır mıyız? Bunun bir hesabını yapmamız gerekiyor” diye konuştu.
YAŞANAN DEPREMLER ÖNCÜ DEPREMDİR DİYEMEYİZ
Türkiye'nin son 2 bin yıllık deprem tarihine bakıldığında ülkenin büyük depremlere sahne olduğunu söylemenin doğruluğunu belirten Eyidoğan, “Son depremler bunun öncüsüdür diyemeyiz. Habercisi de şöyle: Evet bu depremler hasar yapıcı depremler, orta ve kuvvetli depremler. Bize Türkiye'nin bir depremler ülkesi olduğunu hatırlatıyor. Hatırlatma açısından değerlendirmemiz lazım. Yani burada haberci deyince insanların önceden depremin habercisi gibi algılamaması lazım. Hatırlatma açısından yorumlamak gerekiyor. Bu da bu coğrafyanın yapısı” dedi.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 1999 depreminden sonra yapılan birçok araştırmanın sonucuna değinerek, “Marmara Bölgesi önümüzdeki 20 yıl içinde büyük deprem ile karşılaşacaktır. Bunun da 7'ye yakın olması yüzde 60. Bu bilimsel olarak hesaplandı ve yayınlandı. Bunu herkes biliyor. Dolayısıyla buna hazır olmamız lazım. Son 18 yıldır tartışıyoruz, olacak mı olmayacak mı diye. Bunu artık aşmamız lazım. Türkiye dünyadaki afet yönetim sistemine entegre olup onu anlayıp çağdaş bir afet yönetim sistemini büyük şehirlerde uygulamak zorunda. Aksi takdirde 99 depreminde yakalandığımız gibi yakalanabiliriz ve çok acılar çekebiliriz” dedi.
Kaynak: Devrim