Değerli Okurlar, ilk yazım bu hafta sizlerle buluşuyor. Bundan böyle her hafta Gazete Çorlu’da hukuk, politika, doğa ve Çorlu hakkında yazılar yazacağım.
1. Boşanma davası açmayı düşünen bir kimsenin öncelikle bu kararından emin olması gerekir. Her ne kadar boşanma davası açıldıktan sonra feragat etmek mümkün olsa da feragat edilen davada dayanılan olaylar affedilmiş sayılacağından aynı nedenlere dayanarak tekrar boşanma davası açmak mümkün olmayacaktır.
2. Taraflar ya da taraflardan biri boşanma konusunda kararlı ise ikinci belirlemesi gereken husus davanın türü olacaktır. Yani boşanma sonucuna çekişmeli dava ile mi yoksa anlaşmalı dava ile mi ulaşılmaya çalışılacağı hususu olacaktır. Türk Medeni Hukuku’nda hangi nedene dayanılırsa dayanılsın Çekişmeli Boşanma Davası ve Anlaşmalı Boşanma Davası olmak üzere iki tür Boşanma Davası şekli vardır.
Burada taraflar kendi özel durumlarına göre bir sonuca varmalıdır. Mesela Anlaşmalı Boşanma davası açılabilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir. Nikah tarihinden itibaren en az bir yıl geçmemişse bu tür sizin için uygun olmayacaktır. Bu şartın sağlandığını varsayarsak tarafların velayet,nafaka, mal rejiminin tasfiyesi, maddi-manevi tazminat, ziynet alacağına ilişkin talepleri konusunda ortak çözümler üretmeleri gerekir. Tarafların yukarıda saydığımız hususlar üzerinde ortak bir karara varamamaları halinde yahut taraflardan birinin boşanmak istememesine rağmen diğerinin istiyor olması halinde Çekişmeli Boşanma davası gündeme gelir. Burada tarafların bir araya gelip ortak çözümler bulması değil taraflardan birinin diğerinin kusurlu olduğunu ispatlaması gerekir. İspat vasıtası tarafların ulaşabildikleri deliller olacaktır.
Eşlerin hızlı ve pratik bir çözüm ararken aceleci olmaması gerekir. Bu süreçte en sağlıklı tutum her iki tarafın da boşanmadan sonra hayatını nasıl kuracağı üzerine adil bir yaklaşım sergilemek, intikam almaya çalışmamak ve sonradan ortaya çıkabilecek problemleri düşünerek önlem almak olacaktır.
3. Dava çekişmeli olarak açılacaksa davacı tarafın davasını dayandırabileceği altı boşanma nedeni vardır. Bunlar Türk Medeni Kanunu’nun 161 ve 166. maddeleri arasında Zina,Hayata Kast,Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış,Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme,Terk,Akıl Hastalığı,Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması olarak sayılmıştır. Bunlar arasındaki en önemli fark Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni olan genel nedene dayanılması halinde hakimin gerçekten taraflar için evlilik birliğinin dayanılması güç bir hal alıp almadığını incelemesi ancak diğer nedenlerden birine dayanıldığında davanın dayandırıldığı olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya konulmasını yeterli saymasıdır. Örnek vermek gerekirse dava Hayata Kast Nedeniyle açılmışsa burada davalı eşin gerçekten davacı eşin hayatına kast edip etmediği incelenir yoksa bunun evliliği çekilmez hale getirip getirmediği ayrıca incelenmez.
4. Evlilik birliği içinde ortak çocuk dünyaya gelmişse velayet hususu hakkında belirleme yapmak gerekecektir. Burada velayet eşlerden birine verilebileceği gibi ortak velayet düzenlemesi de yapılabilir. Ortak velayet konusu özellik arz ettiğinden başka bir yazının konusu olabilir.
Boşanma sürecindeki eşler unutmamalıdır ki evlilik kadın ve erkeğin evliliğidir, çocukların değil. Bu nedenle ihtiraslarını, duygularını bir kenara koyarak mümkün olduğunca çocuğun yüksek yararını gözetmelidirler. Eşlerin çocuğu bir seçim yapmak zorunda bırakmaması, çocuğun korku ve endişeye kapılmasını önleyici davranışlar içinde olması uygun olacaktır.
Değerli Okurlar, umarım faydalı olmuştur ilginiz için şimdiden teşekkürler.Sevgiler…